VE İŞTE BÖYLE...

Yayınlanan ilk bölümünün üstünden 23 yıl geçmişken sevenlerini yeni bir versiyon ile tekrar kucaklayan Sex and the City’nin çalkantılı aşkları, arkadaşlıkları ama en önemlisi kendilerine has tarzları merceğimiz altında!

Yazan: Zeynep Çalandağ


O dönemde konuşulmayanları konuşan, kadın erkek ilişkilerini cinsellik açısından da korkusuzca ele alan bu yapım belki de bu yüzden hala dillerden düşmüyor. Ayrıca en azından bir sahnesinde herkesin “Bu benim başıma da gelmişti, aynen bunu hissetmiştim” demesi, diziyi daha da içselleştirmemize sebep oluyor.  İlişki, iş, arkadaşlık sorunlarının yanı sıra bir döneme imza atan moda dünyasından bahsetmeden Sex and the City’yi konuşmak olmaz. Sizler için bu ikonik 4 arkadaşın kendilerine has stillerini inceledik. Baş karakterimiz Carrie’nin de dediği gibi: “Derler ki hiçbir şey sonsuza dek sürmez; hayaller değişir, trendler gelir geçer ama arkadaşlıkların modası asla geçmez”

Kaynak: Glamour Magazine


Carrie Bradshaw

New York’un prensesi! Her ne giyerse giysin, ne takarsa taksın kendine yakıştırmayı başarması onun alameti farikası. Yeni gelen bölümlerde de görüyoruz ki Carrie kendine has olmaktan hiç vazgeçmemiş. Onun stilini kalıplara sığdırmak zor. Eklektik, bohem, cüretkar, renkli, sofistike ve daha onlarcası. Tütü giydiği açılış klibinde de, hayatının aşkıyla evlenirken giydiği Vivienne Westwood’u mavi bir tüyle eşleştirdiğinde de, gazete küpürlerinin birleşimi gibi duran Dior elbisesiyle randevuya giderken de Carrie olmaktan bir an ödün vermiyor.

Kaynak: Sex & The City - And Just Like That...

Samantha Jones

Feminenlik bir insan olsaydı Samantha Jones bu sırada çok önlerde olurdu bu kesin! O bu dörtlü arkadaş grubunun belki de en nevi şahsına münhasır olanı. Kendine has duruşunu gardrobuyla daima destekleyen Samantha bir çok hayranın da favori karakteri, benim de öyle! Sanırım dizi boyunca onu düz taban bir ayakkabıyla ya da seksepalitesi olmayan bir kıyafetle hiç görmedik. Herkesi çok üzen yeni yapımda olmaması belki de yaşlanmış Samantha’yı görmekten daha az üzücü olmuştur kim bilir. Yine de monokrom kıyafetleriyle, büyük ve şaşalı aksesuarlarıyla, hatlarını daima vurgulayan kemerleriyle Samantha’yı tekrar New York sokaklarında salınırken izleyememek hepimizin kalplerini burdu eminim.

Kaynak: Sex & The City - And Just Like That...


Miranda Hobbes

Belki verdiği mantıklı kararlar, doğru yönlendirmeler onu en eğlenceli karakter yapmıyor ama hepimizin hayatımızda bir Miranda’ya ihtiyacı olduğunu hissetmemizi sağlıyor şüphesiz. Hepsi birbirinden farklı bu dört kadın arasında belki de ayakları en yere basan ve rasyonel olanı Miranda. Kısa kestirdiği kızıl saçları onun maskülen tarzını nasıl feminenlikle kırarak kullandığını gösteriyor bize. Evet onu bir blazer ya da bir baseball şapkasıyla gözümüzde canlandırmak çok kolay. Ya da kravat takıp evrak çantasıyla New York sokaklarında yürürken görsek şaşırtıcı olmaz. Ama kendi stiline bir şekilde uydurduğu kadınsı parçalarıyla o da sıkıcılıktan kesinlikle uzak!

Kaynak: Sex & The City - And Just Like That...


Charlotte York

Klas, elegant ve sade. Fiziğini düzgün gösterecek parçalarla klasik çizgiden hiç uzaklaşmıyor Charlotte. Aslında karakteriyle de birebir uyuşuyor giyim tarzı. Güzel dikilmiş kıyafetler ile şıklıktan bir an olsun taviz vermiyor. Onun dolabı çokça zamansız parçayla dolu. Zira yeni versiyonda tarzı hala üzerine en uyum sağlayan bu sebeple Charlotte belki de. Yine de daha renkli ve daha cüretkar bir Charlotte karşılıyor bizi 2021’de. Ama ne kadar zaman geçmiş olursa olsun, beyaz atlı prensini ararken de, 2 kız çocuğu annesiyken de romantik ve daima özenilmiş görünümlere imza atıyor.

Kaynak: Sex & The City - And Just Like That...


Bize kendinden bahset, tam sana göre bir kombin gönderelim